•
“Siyaset milleti kendine nefret ettirme değil, kendini millete sevdirme sanatıdır.”
-Kim demiş?
-Tayyip Bey demiş!
-Ama kendisi dediğini mi yapıyor, yoksa demediğini mi?
İşte, -moda deyimle- burası çok önemli!
***
Şöyle bir hatırlayalım:
Başbakan iken, “Öfke de bir hitabet sanatıdır” diyen kendisi değil miydi?
Hakkını arayan bir çiftçiyi, “Ananı da al git” diye azarlayan da kendisi değil miydi?
Ta o zamanlarda ekilen “öfke”ler, bugün yaşanan “nefret”leri büyütmedi mi?
***
Milletvekili iken 27 Mart 2008 tarihinde “öfke” konusunda yazılı bir önerge vermiş ve şunları sormuştum, Tayyip Bey’e:
-Sinirli ve öfkeli bir tutum izlemenizi, bir vatandaş olarak sakin bir kafayla değerlendirdiğinizde de doğru buluyor musunuz?
-Bir konuşmanızda, “Öfke de bir hitabet sanatıdır” dediniz; bu gerçekten öyle midir? Böyle bir kanaate nasıl vardınız? (S. Yağız, Terleten Sorular, Parşömen Yayınları, 2011, s.87)
***
Enteresandır, dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ, tam da o sıralarda TBMM Genel Kurulu’nda kendisi eleştiren bir milletvekiline yanıt verirken, “Öfke sağlığa zararlıdır” diye uyarıda bulunmuştu.
Ben de önergemde, “Akdağ, acaba bu uyarısıyla, ‘Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla’ mı demek istemiştir?” demiştim, Tayyip Bey’e.
***
Tabii, muhalefet milletvekilleri olarak sormak bizden, yanıt VER-ME-MEK ise Tayyip Bey’den idi. Birçok önergem gibi buna da yanıt vermemişti.
Aynı Tayyip Bey şimdi tutmuş, “Siyaset milleti kendine nefret ettirme değil, kendini millete sevdirme sanatıdır” diyor.
Sanki, “öfkeyi de bir hitabet sanatı” olarak gören kendisi değilmiş gibi!
***
Keşke, samimi olsa!
Ama değil!
Dahası, “Millet İttifakı”nı oluşturanlar için “illet” diyor, “zillet” diyor…
“Zillet”; “hor görülme, alçalma” anlamına geliyor…
“İllet”in anlamı ise “hastalık”, “bozukluk” vs…
Bir de “illet etmek” var; o da “sinirlendirmek” anlamını taşıyor…
***
Peki, “nefret” karşıtı olduğunu söyleyen bir insan, bir lider, aradan daha iki gün bile geçmeden; muhalefet için, yâni bu milletin en az yarısını oluşturan yurttaşların partilerinin oluşturduğu ittifak için “illet”ten, “zillet”ten söz ediyorsa, buna ne demeli?
Bu durum da, “insanın kendisini sevdirmesi” (!) anlamına mı gelmektedir?
Bu da böyle bir sanat mıdır, yoksa?
Geçiniz, efendim!
