BİR BÜYÜK OZAN DAHA: ÂŞIK MEÇHULÎ

ÂŞIK MEÇHULÏ

Bir büyük ozan daha:

ÂŞIK MEÇHULÎ… 

1946’da Kahramanmaraş’ın  Afşin ilçesine bağlı Kaşanlı köyünde dünyaya geldi.

“Dağlar ardındaki yâre

Bir selâmcık salayım mı?

İş bulamam boş avare

Gurbet elde kalayım mı?” diyordu. 

2011’de gurbet elde (Paris’te) hayata veda etti.

***

ÂŞIK MEÇHULÎ’NİN HAYATI

Âşık Meçhulî, yıllar önce bana hayatını şöyle anlatmıştı:

“1946 yılında Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesine bağlı Kaşanlı köyünde doğdum. Babam Hasan Öztürk’ün dört yıl askerliği sırasında anam Elif, üç çocuğunu beslemek için elinde bulunan küçük bir araziyi satmak mecburiyetinde kalmış. Bu nedenle üç kardeş tamamen topraksız kaldık. O gün bugün; yoksullukla savaş hâlindeyiz. Yedi yaşımdan bu yana, olup bitenleri hatırlarım… Babam askerden döndükten sonra, halk arasında ‘ince hastalık’ dedikleri vereme yakalanarak öldü. Anam ve üç kardaş, yaşamak için her işte çalışmak mecburiyetindeydik. İlkbahar gelince Maraş ovasına pamuk tarlalarını çapalamak için birlikte giderdik anamla.(…)

Anlattığım gibi, hayatım fakirlik ve perişanlık içinde geçti. Şimdi de durum aynı. Bu durum benim için yadırganmayan bir konu olmuştur. Alıştık yoksulluğa ama, şu anlatacağım olayı hiçbir zaman unutamam; hayatımda bana çok tesir etti çünkü…

1966 yılında askerliğe çağrıldım… Gitmeden önce, akrabalarımın birinden yüz lira borç para almıştım. Tam yola çıkacağım gün, gelip kapıya dayandı alacaklı: ‘İlle de yüz liramı isterim’ dedi. Tabii ki, verecek param yoktu… Adam içeriye girdi ve çocuklar için hazırladığımız kışlık zahireyi toplayıp hepsini götürdü. O sene köyde kalan ailem ve iki çocuk dilenerek geçindiler…

Daha sonra yazdığım şiirler çevrede beğenilerek okunuyordu. 1968 yılında İsmail İpek tarafından ‘Meçhulî Sazıyla Yârine Der ki’ adlı şiirim plak yapıldı. Bilâhare aynı sanatçı tarafından öbür şiirlerim de plak yapılmaya devam etti. Bir ara Ankara Hastahanesi’nde işçi olarak çalıştım. Daha sonra İmar-İskân Bakanlığı’nın Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nde memur olarak bir sene çalıştıktan sonra, beni oradan da attılar. Politik sebeplerle tabii. Beni böylece boş, avare gezmeye alıştırdılar. Günler geçtikçe  işsizliği yaratanlara kinim oldukça arttı… Hırsımı ‘sarı kız’ diye adlandırdığım sazımla, şiirimle dile getirdim ve hâlâ da getirmeye çalışıyorum. (…)”

————-

(S. Serpil Savcıoğlu, Yeni Ortam, 13 Ağustos 1974, Süleyman Yağız, Yürü Bre Hızır Paşa, Üç Çiçek Yayınevi, 1983, s.139,140)

NOT: Kaynak kişi olarak kayıtlara geçen S. Serpil Savcıoğlu, yazarlık yaşamımın ilk yıllarında kullandığım takma adlarımdan biridir.

Add a Comment