“MİLLETİN HİZMETKÂRLARI”NDAN MİLLETE HAKARET!


°
Süleyman YAĞIZ
°
Bir Bakan… Seçim meydanında, “Bu ADİLERE sandıkta gereken cevabı verecek misiniz?” diyerek muhalefete hakaret ediyor!
Bir AKP Milletvekili… O da, “ŞEYİN trene baktığı gibi bakıyorlar” diyerek halkı ÖKÜZ yerine koyuyor! Dolayısıyla o da hakaret ediyor!
Hani bunlar, “milletin hizmetkârı”ydı?!
***
Bu Bakan’ın adı, Bekir Pakdemirli… Rahmetlik eski bakanlardan Ekrem Pakdemirli’nin oğlu…
Dolayısıyla siyasete ve devlet yönetimine yabancı sayılmaz; böyle bir duruma düşmemesi gerekirdi.
Ağabeyi, FETÖ’den tutuklu. Ama bu, onu bağlamaz. “Suçta şahsilik”, hukukun temel ilkelerinden biridir.
Fakat, AKP’nin yönetim kadroları olsa, bu tür durumları hiç kaçırmazlar!
Neyse, onu ayıralım…
***
Bakan’ın ilk vukuatı değil bu..
Daha önce de ilginç laflar etmiş, bir soru üzerine de Fox Tv muhabirini azarlamıştı!
Bakan, Türkiye’nin saman ithal eden bir ülke durumuna düşürüldüğü yönündeki eleştirilere de, “Türkiye’de para var ki, ithalat yapabiliyor” diye karşılık vermişti.
Oysa AKP yönetimi, devleti, poşetlerden alacağı 15 kuruşlara muhtaç hâle getirdi! Bunu da sözüm ona çevrecilik adına başardı!..
***
AKP Hükümeti, “yerliliği” ve “millîliği” kimselere bırakmıyor değil mi?..
Böyle bir hükümetin Tarım Bakanı olan Pakdemirli, bir keresinde de, “Zaman zaman Yunan Adalarına gidip hediyelik eşya almıyorum; Girit yağı alıyorum. Kahvaltıda yiyorum ve mutlu oluyorum” demişti!
Bakın, ne güzel, Girit Yağı yiyip mutlu da oluyormuş!..
***
Bakan Bey, “adiler” sözünün “çarpıtıldığını” ileri sürmüş. Demiş ki:
“Bu vatana sevdalı ve terör belâsından yüreği yanmış biri olarak, ifadelerimin terör örgütü bağlantılı kişilere yönelik olduğunu, ne muhalif partileri ne de onların seçmenlerini hedef almadığını özellikle belirtmek istiyorum.”
Neymiş efendim?
“Adiler” sözünü “vatana sevdası”ndan söylemiş! Biz de yedik!
Geçiniz, efendim!
***
Gelelim milletvekiline… Adı, Ahmet Uzer… Gaziantep’ten seçilmiş… O da özür dilemiş, demiş ki:
“Sevinç ve gururun yaşattığı aşırı coşku hâliyle şaka kabilinden lafzen sarf edilen, aklen ve kalben ise asla kabul edemeyeceğim sözlerden ötürü hemşehrilerimden özür dilerim. Durumun, kastını aşmakla birlikte tahkir ve tezyif niyeti taşımayacağını en iyi hemşehrilerim bilir.”
***
Özür dilemek, medenî bir davranıştır.
Tamam ama, her zaman yetmez!
Bazı şeylerin bir de bedeli vardır!
Bedelini ödemeden o suçu ortadan kaldıramazsınız!
Milleti, üstelik de size oy veren insanları “ÖKÜZ”e benzeteceksiniz, sonra da “şaka kabilinden” diyeceksiniz!..
Tayyip Bey’in ifadesiyle, “Yok öyle 25 kuruşa simit”!..
***
Ama hiç unutamadığımız bir şey var ki, o da şu:
Tayyip Bey de bir çiftçimizi, “Ananı da al git” diyerek azarlamıştı!..
Hakaret ve azar, AKP ileri gelenlerinin iliklerine işlemiş, anlaşılan!..
Bunları sandıktan şutlamak arzusu da hakaret ettikleri milletin iliklerine işlese bari!..
Ne dersiniz?
Yerel seçimler bunun bir ön habercisi olabilir mi?

Add a Comment