Süleyman Yağız, bu kitabında, bir milletvekilinin, -yanıtlansın veya yanıtlanmasın-, sadece yazılı soru önergesi vererek de çok etkili muhalefet yapabileceğini kanıtlıyor.
(Kitabın sunuş ve tanıtma metninden)
Süleyman Yağız gazeteci, şair, yazar ve ‘Ecevit’in son genel sekreteri’ unvanını taşıyan bir politikacı.
1950 Gaziantep İslâhiye doğumlu. İstanbul Gazetecilik Yüksek Okulu mezunu. İş yaşamına 1970’de, yazı dünyasına 1972’de başladı.
Ecevit’i o yazdı, Mahzunî’yi o yazdı. Diğer çağdaş halk ozanlarını, Alevi aydınlarını, Alevi dedelerini de yine o yazdı.
Elinizdeki kitap, Yağız’ın 11’inci yapıtı…
Süleyman Yağız, bu kitabında, bir milletvekilinin, -yanıtlansın veya yanıtlanmasın-, sadece yazılı soru önergesi vererek de çok etkili muhalefet yapabileceğini kanıtlıyor.
Gazeteci-Yazar Rahmi Turan, Hürriyetteki 13 Nisan 2008 tarihli ve “Karşı sese tahammülü yok!” başlıklı yazısında, “Meclis’in en faal üyelerinden biri olan DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız, sürekli verdiği yazılı soru önergeleriyle Başbakanı ve bakanları bunaltıyor” diyor. Rahmi Turan, Hürriyet’teki 5 Mayıs 2008 tarihli ve “Başbakan yine kızacak!” başlıklı yazısında da şu ifadeleri kullanıyor:
“Süleyman Yağız verdiği soru önergeleriyle Başbakan’ı adeta ifrit ediyor! Yağız, kibar bir dille, fakat aslında zehir zemberek bir ifadeyle soruyor da soruyor.
Peki, Başbakan bunlara cevap veriyor mu? Demokratik ülkelerde bir milletvekilinin soru önergesini başbakanın ya da önergenin muhatabı kimse onun cevap vermesi şarttır.
Fakat bizim ülkemizdeki demokrasi bize benzediği için, başbakan ya da bakanlar canları isterse cevap verirler, istemezlerse cevap verir gibi yapıp geçiştirirler!”
Asıl mesleği gazetecilik ve yazarlık olan Süleyman Yağız, bu kitabında, yanıt verilsin veya verilmesin sadece yazıyla sorarak da etkili muhalefet yapılabileceğini ortaya koyuyor. Yağız, kitabının sunuş yazısında şöyle diyor:
“Bir muhalefet milletvekili olarak TBMM Başkanlığı’na çok sayıda yazılı soru önergesi verdim. TBMM’nin 23. Dönemi’nde en çok önerge veren muhalefet milletvekilleri arasında yer aldım. Ancak bu kitapta ağırlıklı olarak, işleme bile alınmadan iade edilen ve işleme alındığı hâlde yanıtlanmayan, baştan savma yanıt verilen ve yanıtları tatmin edici olmayan bazı yazılı soru önergelerime; yâni zorlayan, sıkıştıran, susturan; sonuç itibariyle muhataplarını terleten sorularıma yer verdim.
Kitapta çok ilginç önergeler ve ilginç yanıtlar bulacaksınız.”
