Sanatçı Cem Adrian, “Mihriban türküsünü dinlerken ‘Lambada titreyen alev üşüyor’ kısmında böylesine yüreğe dokunan bir cümle nasıl yazılmış olabilir diye hayranlıkla kalakalıyorum” diyor, 22 Kasım 2018 tarihli twitinde…
Ben de bu twite şu yorumu ekledim:
-“Lambada titreyen alevi üşütmek” her insanın harcı değildir. Bu, büyük ozan Abdurrahim Karakoç’a nasip olmuştur.
Karakoç, “alevi üşüten şair” olarak edebiyat dünyamızdaki yerini almıştır.
Bu büyük eseri muhteşem bir yorumla sunmak da Musa Eroğlu gibi bir ustaya nasip olmuştur.
MİHRİBAN’IN TAMAMI
Abdurrahim Karakoç’un, Musa Eroğlu tarafından türkü dünyamıza armağan edilen MİHRİBAN şiirinin tamamı şöyle:
•
Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban
***
Yâr deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lambada titreyen alev üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban
***
Önce naz sonra söz ve sonra hile
Sevilen seveni düşürür dile
Seneler asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban
***
Tabiplerde ilaç yoktur yarama
Aşk değince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban
***
Boşa bağlanmamış bülbül gülüne
Kar koysan köz olur aşkın külüne
Şaştım kara bahtın tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban
***
Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi, gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı
Çözemedim çözülmüyor Mihriban